"Doğal Haklar" siyasi ideolojisi, belirli hakların insan doğası gereği var olduğunu, doğa, Tanrı veya bir üstün kaynak tarafından verildiğini ve bu hakların insan aklı aracılığıyla evrensel olarak anlaşılabileceğini savunan bir felsefi kavramdır. Bu haklar genellikle insan varoluşu için temel olarak görülür, örneğin yaşam, özgürlük ve mülkiyet hakkı.
Doğal haklar kavramı, 17. ve 18. yüzyıllarda önemli entelektüel büyüme ve toplumsal değişim dönemi olan Aydınlanma döneminde ortaya çıktı. Fikir, John Locke, Thomas Hobbes ve Jean-Jacques Rousseau gibi filozofların eserlerinden büyük ölçüde etkilendi. Bu düşünürler, doğal hakların yasalara, geleneklere veya herhangi bir belirli kültürün veya hükümetin inançlarına bağlı olmadığını ve dolayısıyla insan yasaları tarafından verilemeyeceğini veya geri alınamayacağını öne sürdüler.
John Locke, özellikle, "İki Hükümet Üzerine İki İnceleme" adlı eserinde doğal haklar kavramını popülerleştirmekle sık sık övülmektedir. Bireylerin "hayatlarını, sağlıklarını, özgürlüklerini veya mülklerini" koruma hakkına sahip olduklarını savundu ve bu haklar o kadar doğuştandır ki hiçbir hükümet bunları alamaz. Locke'un fikirleri siyasi felsefenin gelişimine derin bir etki yapmış ve Amerikan ve Fransız Devrimleri üzerinde büyük etkisi olmuştur.
Thomas Hobbes, başka etkili bir filozof, bireylerin doğal haklarından bazılarını bir yönetim organından korunma karşılığında vazgeçtikleri bir sosyal sözleşme fikrini önerdi. Bu kavram, Aydınlanma döneminin siyasi felsefesinin temel taşıydı ve modern siyasi düşünceyi etkilemeye devam ediyor.
Doğal haklar kavramı, insan hakları hukukunun gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. 1948 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, doğal haklar felsefesinin uygulanmasının önemli bir örneğidir. Bu bildirge, tüm insanların özgür ve eşit bir şekilde doğduğunu ve onur ve haklar açısından eşit olduğunu ileri sürer ve evrensel olarak korunması gereken temel hakları belirler.
Sonuç olarak, "Doğal Haklar" siyasi ideolojisi, insan varlığı için temel olan içsel, evrensel haklara inançtır. Aydınlanma döneminden doğan bu kavram, tarih boyunca siyasi felsefeyi ve insan hakları hukukunu önemli ölçüde şekillendirmiştir.
Siyasi inançlarınız Natural Rights konulara ne kadar benziyor? Öğrenmek için politik testini yapın.